25 Kasım 2013 Pazartesi

Gelin çiçeği



Geçenlerde bir düğüne gitmiş arkadaşlar. Anlata anlata bitiremediler. Salonun büyüklüğü genişliği çok hoşlarına gitmiş. O kadar beğenmişler ki hemen salonun geniş açı fotoğrafını çekmişler. Bir de en beğendikleri gelin çiçeği imiş. Renkleri ahenkleri o kadar uyumluymuş ki onun da fotoğrafını çekmişler. Önceleri hava açıkmış ama sonradan kapanmış. Aileyi bir telaş sarmış. Eyvah yağmur yağarsa ne yaparız diye. Ama salonun üstü kapalı olduğu için sonradan hiç dertlenmemişler. Zaten hemen sonra da yemek servisi başlamış. Yemeği de yiyince akıllarına gelmemiş bir daha yağmur falan. Zaten gelin çiçeğinden de gözlerini alamıyorlarmış. Herkes gelinle fotoğraf çektirmek istiyormuş. Damadın yüzüne bakan olmamış. Hatta bazıları takı merasiminde gelin damada değil gelin çiçeğine takı takmışlar. Takı torbasına sığmamış gelin çiçeği, öylece arabanın bagajına koymuşlar. Hem düğün yapmışlar hem yemek yemişler. Çünkü düğün yemekli düğünmüş. Zaten gelin ve damat gondolla giriş yapmışlar salona. Alkış kıyamet kopmuş. Herkes hayran kalmış. Nişanlı çiftler birbirlerine göstermişler ben de istiyorum böyle Sadıkoğlu düğün salonunda kır düğünü diye. Gelin çiçeğini de herkesler çok beğenmiş. Gelinin gözleriyle o kadar uyumluymuş ki görenler gelinin gözlerini lens sanmışlar. İzmir’de yağmur yağmış sel götürmüş kaç yazar. Sadıkoğlu düğün salonunda kimse ıslanmamış kimse üşümemiş. Yemek servisinden de herkes çok hoşnutmuş. Herkesin karnı doymuş, tok ve mutlu ayrılmışlar düğün salonundan.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder