4 yaşımdan beri kendi düğünümü planladım. Düğün salonunda ya
da açık havada binlerce kez kafamda tasarladım. Binlerce gelinliğim oldu. Binlerce
ayakkabım binlerce gelin tacım. Her seferinde
farklıydı düğün pastam. Bir gün planlayıp resmini yapardım. O benim muhteşem
düğünüm olurdu. Ertesi gün beğenmeyip yenisini yapardım bu seferde o benim
muhteşem düğünüm olurdu. En önem verdiğim konuysa gelin tacı olurdu. Masallarda
okuduğumuz kitaplarda filmlerde gördüğümüz prenseslerin giydiği gibi bir taç
tasarlardım kendime. Hikaye kitaplarında ya da filmlerde prenses neyse benim
için de gelin olmak oydu. Yani gerçek hayatta sadece evlenirken prenses
olabilirdim. Sadece evlenirken o mükemmel ayakkabıları giyebilirsiniz, hatta
sihirli bile olabilirler. Prenseslerin taşıyabileceği günden itibaren doğuştan
giyebildiği tacı ben evlenirken bir gün giyebilirdim. Bu yüzden de o gün
mükemmel olmalı. Çünkü filmlerdeki ve hikaye kitaplarındaki prenseslerin tüm
hayatı boyunca yaşadıklarını ben sadece bir günde yaşayabilecektim. Sanki o
günün öncesi ve sonrası hiç önemli değildi. Sadece o günü düşünüp gözlerimi
kapatıp saatlerce dans ederdim. Tabi damat ise çok yakışıklı biriydi. Bir prens
gibi asil ve nazik biri. Gözleri pırıl pırıl parlayan. Ama o kadar da
parlamayan, zira benim ışıltım herkesinkinden daha büyük. Ben salona girdiğimde
herkes arkasını dönüp bana bakıyor ve gözleri kamaşıyor. Tabi insan büyüyüp
gerçek hayattaki duvara çarpında bu rüyadan da uyanmış olur.
30 Kasım 2013 Cumartesi
28 Kasım 2013 Perşembe
Gelin ayakkabısı
Gelin ayakkabısı
çok önemliymiş bunu anladım. Geçen hafta uğradığımız bir düğün vardı. Tek bir
şey söyleyebilirim. Aklımda sadece o gelinin giydiği ayakkabı kaldı. Bir
ayakkabı bu kadar mı tamamlar bir gelinliği. Gelinin adını bilmiyorum ama
hayatımda gördüğüm en güzel ayakkabıyı giymişti. O kadar kıskandım ki utanmasam
yanına gidip ayakkabılarını çıkarıp kendim giyecektim. Düğün bittikten sonra da
çekindim nerden aldın diye sormaya. Hatta annemi yolladım annesine sorsun diye
ama sanırım annesi de bilmiyormuş. Kardeşine sordurdum o da cevap vermedi. Zaten
kardeşi küçüktü bildiğini pek zannetmiyorum. Eve geldiğimde ben de internetten
araştırdım nerden bulabilirim diye enteresan gelin ayakkabısı. Birkaç site
buldum ama tabi gidip görmek gerekir. Deneyip ayağına olup olmadığına bakmak
gerekir. Bu ayakkabıları araştırırken de bir de önemli olan bu nesneyi buldum:
düğün çiçeği. Seçimi de zormuş bunların. Yok gelinliğin rengi yok damatlığın
modeli, yok taktığın takı yok salondaki masa ve sandalyelerin rengi hangi kumaş
olduğu gibi bir sürü saçma sapan ayrıntının içinde buluyorsunuz kendinizi. Kurtulmak
o kadar da kolay değil. O ayrıntıların içinde kendimi bir müddet kaybettikten
sonra sıyrılmam zor oldu ama başardım. Ama gördüklerimin karşısında çok
heveslendim. Zaten biz kadınların sevgilimi yoksa bile gelinlik resimlerine bakıp
hemen düğün organizasyonu tasarlayabilen yaratıklarız. Bu veliyle de gelin ve
damada uzun bir mutlu bir hayat diliyorum.
26 Kasım 2013 Salı
Yemekli Kır Düğün salonu
Her daim keyfini çıkarın. Göreceğim düğünden sonra benim de düğün yapasım
geldi. Yemekli iş toplantısı
yapabilecekler de yemekler çok güzel. önceden evlenmiş olabilirsin ama bu bir
şeyi değiştirmemeli. Sünnet yapacaklar ne nişan takacakları da unutmamalı. Tekrar düğün yaparak evlenmek ister
insan. Yazımı sonlandırırken yemekli kır
düğünü yapmak için Sadıkoğlu garden ı seçmek için evlenenlere ve evleneceklere
arkadaşları olarak şimdiden tebrik etmekteyim. Yemekli kır düğünün de olabilmek
gerçekten insanın içine sığmaz bir şekilde heyecanlandırır. Hep beraber sahnede
boy gösterdik. Yağmur yağmış değilmiş hiç umurunuzda
olmadı. Bizim masa bile bir an oturup dinlenemediğimizden çok yorulduk. Zaten çalan
liste size ilham verip hem de hareketli ya da hüzünlü şarkılar çalabiliyor. Bu uygulamalarından
kaynaklı orkestrayı kutlamaktayım. Pınarbaşı’nda Sadıkoğlu Yemekli Kır Düğün salonunda düğün yapabilmek ne kadar mutluluk verici. En ağır
amcalar en titiz teyzeler bile “ben oynamam” diyenlerle kalkıp karşılıklı
oynayabiliyorlar. Bir de düğün yerinin
Pınarbaşı’nda olması büyük ayrıcalık. Dans ederken orkestra da bir gaza getirdi
bir gaza getirdi, oynamayanı döve döve salon dışına aldılar. Düğün yerine kadar
araba ile korna çalarak uzun bir yol gidebiliyorum. İster otobandan ister şehir içinden gidebilme
seçenekleri mevcut. Konular kafamın içinde dans etmekteler. Yazdıklarımı
yazmaktaki amacım çünkü dün bulunduğum düğünden çok etkilendim. Hatta
memnuniyetim devam etmekte. Yemekten mi konuşsak, Gondol ile gelin damat gezisinden de
konuşabiliriz ya da nezih bir aile ortamı diyebiliriz.
25 Kasım 2013 Pazartesi
Gelin çiçeği
Geçenlerde bir düğüne gitmiş arkadaşlar. Anlata anlata
bitiremediler. Salonun büyüklüğü genişliği çok hoşlarına gitmiş. O kadar
beğenmişler ki hemen salonun geniş açı fotoğrafını çekmişler. Bir de en
beğendikleri gelin çiçeği imiş. Renkleri
ahenkleri o kadar uyumluymuş ki onun da fotoğrafını çekmişler. Önceleri hava
açıkmış ama sonradan kapanmış. Aileyi bir telaş sarmış. Eyvah yağmur yağarsa ne
yaparız diye. Ama salonun üstü kapalı olduğu için sonradan hiç dertlenmemişler.
Zaten hemen sonra da yemek servisi başlamış. Yemeği de yiyince akıllarına
gelmemiş bir daha yağmur falan. Zaten gelin çiçeğinden de gözlerini
alamıyorlarmış. Herkes gelinle fotoğraf çektirmek istiyormuş. Damadın yüzüne
bakan olmamış. Hatta bazıları takı merasiminde gelin damada değil gelin
çiçeğine takı takmışlar. Takı torbasına sığmamış gelin çiçeği, öylece arabanın
bagajına koymuşlar. Hem düğün yapmışlar hem yemek yemişler. Çünkü düğün yemekli
düğünmüş. Zaten gelin ve damat gondolla giriş yapmışlar salona. Alkış kıyamet
kopmuş. Herkes hayran kalmış. Nişanlı çiftler birbirlerine göstermişler ben de
istiyorum böyle Sadıkoğlu düğün salonunda kır düğünü diye. Gelin çiçeğini de
herkesler çok beğenmiş. Gelinin gözleriyle o kadar uyumluymuş ki görenler
gelinin gözlerini lens sanmışlar. İzmir’de yağmur yağmış sel götürmüş kaç
yazar. Sadıkoğlu düğün salonunda kimse ıslanmamış kimse üşümemiş. Yemek servisinden
de herkes çok hoşnutmuş. Herkesin karnı doymuş, tok ve mutlu ayrılmışlar düğün
salonundan.
23 Kasım 2013 Cumartesi
izmir yemekli düğün salonu
Dün bir düğüne gittik. Pınarbaşı’nda Topkapı garden düğün
salonu. Salon gerçekten çok güzeldi. Havanın kötü olmasına rağmen üstü kapalı
olduğu için hiç endişelenmedik. İzmiryemekli düğün salonu olduğu için karnımız da doydu. Yemekler çok güzeldi,
hem doyurucu hem de lezzetli. Müzikleri de çok eğlendiriciydi. Dans müziklerinde
dans ettik, oyun havalarında hep beraber göbek attık. Gelin ve damat ise
hallerinden pek memnundular. Gerek salona girişleri olsun gerek hizmetleri
olsun yüzleri hep gülüyordu. Salon öyle güzel yerleştirilmiş ki katı töreninde
bile hiç sıra beklemedik. Salonun yemekleri de çok güzeldi. Hava yağabilirdi
ama kapalı bir salon olması içimizi rahatlattı.
Hiç endişelenmedik yağmur yağacak diye. Gelin ve damatta
gondola binerek çok değişik bir şey yapmış oldular. Salona su üzerindeki
gondolla giriş yapmak gerçekten çok keyifliydi.
Herkes fotoğraf ve video çekti. Onlar da çok heyecanlanmışlardı. Sonra hemen
dans etmeye başladılar. Kendi istedikleri bir dans parçasını çaldı orkestra. Zaten
siz ne isterseniz onu çalan çok başarılı bir orkestraydı. Sonradan öğrendik ki
İzmir’de yemekli düğün salonu olarak en ucuz ne en uygun yer Topkapı garden
mış. İster yemekli ister yemeksiz düğün yapabiliyorsunuz. Hem gelin ve damat
hem kayınvalideler hem de kayınpederler çok mutluydular. Memnun kalmışlardı
yani. Eltiler ve bacanaklar da hallerinden mutluydu. Çünkü düğün yemekliydi ve
yemekler çok lezzetliydi.
22 Kasım 2013 Cuma
İzmir Pınarbaşı’nda Kır Düğün Salonu
Topkapı Garden düğün
salonları İzmir’de kır düğünü denilince akla gelen salonlarındandır. Pınarbaşı’nda
hizmet veren düğün salonları sadece yazın değil kışında tercih edilebilir.
Üstünün kapalı olması sadece yazın değil kış aylarında da hizmet verebilmeyi
uygun kılmıştır. İzmir Pınarbaşı’nda KırDüğün Salonu olarak Yemekli – yemeksiz gibi opsiyonlarıyla size özel
hizmetler sunuluyor. Sadece güzel havalarda değil aynı zamanda bulutlu bahar
aylarında da içiniz rahat edebilir. Her açıdan rahat görülebilir sahnesi ve tüm
salona hakim gelin-damat yeriyle nezih bir ortam sizin için tasarlanmış.
Özenle seçilmiş masa örtüleri, giydirilmiş sandalyeleri,
lezzetli menüleriyle Topkapı Garden hizmete hazır bir şekilde sizleri
beklemekte. Gondolla gelin-damat girişi en mutlu gününüze mutluluk katacaktır.
Salonun içerisindeki su yolundan kemer köprüleriyle rahatlıkla karşıya geçebilirsiniz.
Tecrübeli ve güler yüzlü personeli her anınızda yanınızda olup bu en önemli
gününüzde sizlere her konuda yardımcı olmaktadır. Dilerseniz profesyonel
fotoğraf ekibimizle eşsiz gününüzü ölümsüzleştirip, her anınızı size yıllar
sonra bile hatırlatacak personelimiz de bulunmaktadır.
Sezon içi-dışı aylarda bile rahatlıkla tercih edebileceğiniz
Topkapı Garden İzmir Pınarbaşı’nda Kır Düğün Salonu uygun ve makul fiyatlarıyla
da sizlerin tercih sebebi olacaktır.
Kaydol:
Yorumlar (Atom)





